Tuvaletten Oyuna, Oyundan Tuvalete

Tuvaletten Oyuna, Oyundan Tuvalete

Tuvaletten Oyuna, Oyundan Tuvalete

Çocuklarımız büyürken bir çok gelişim basamağından geçer.  Bu basamaklardan biri olan bezden tuvalete geçiş dönemi de aileleri belki de en çok düşündüren dönemlerden biridir. Nasıl ki her çocuk kendi bireysel farklılıklarıyla özel diyorsak, aynı bakış açısı onların tuvalet alışkanlıkları için de geçerlidir. İki ila beş yaş aralığında kazanılan tuvalet alışkanlığı (bağırsak kontrolü, tuvalet malzemelerinin ve kıyafetlerin yönetimi, tuvalette dışkılama ve sonrasında temizlik) genetik, fizyolojik, sosyal çevre ve mizaç gibi birçok faktöre bağlıdır.

Nedeni ne olursa olsun, tuvalet problemleri çocuk ve aile katılımı ve yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Bu yüzden tedavi süreci sadece çocuğu değil aileyi de kapsayıcı olmalıdır.

Çocukluk çağındaki tuvalet problemleri dünya çapında yüksek bir yaygınlığa sahiptir (%0,7–%29) ve bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Bu yaygın ve kompleks problemle başa çıkma yöntemlerinin en yaygını beslenme alışkanlıkları modifikasyonları, ilaçlar gibi tıbbı yöntemleri gelir. Fakat  tıbbi müdahalelerin etkinliği (Tabbers ve ark., 2011, 2014) ne yazık ki sınırlı kaldığı yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu kompleks problemin tam çözümü için bozukluğun ortaya çıkmasındaki asıl sebepleri, yani buz dağının görünmeyen kısmında neler oluyor sorusunun araştırılıp cevaplandırılması oldukça önemlidir. Bu konuda ebeveyn eğitimi, duyu bütünleme, floortime ve psikoterapinin özgün yaklaşımlarının problemin kökenine inmede oldukça başarılı oldukları yapılan birçok araştırmada kanıtlanmıştır.

Yakın tarihli bir sistematik incelemede (Beaudry-Bellefeuille ve diğerleri, 2017), dışkılama ihtiyacının farkında olmama (duyusal hiporeaktivite, zayıf duyusal algı veya her ikisinin göstergeleri) dışkı boyutu ve kıvamı normal olsa bile dışkılama ile ağrıyı ifade etme, tuvalet sifonu ile ilişkili sesten korkma, ciltte ağrı hissettiği için bağırsak hareketinden sonra silmeye direnme gibi sorunların duyu bütünleme problemiyle ilişkili olduğunu bulmuşlar. Bunun yanı sıra tuvalet problemleri tıbbi ve davranışsal teşhisleri olan ve olmayan çocukların duyusal reaktivite ve algı ile ilgili sorunlar gösterebileceğini bulmuşlar.

Cupelli ve arkadaşları 2014’de  üriner inkontinans(çiş kaçırma) problemi olan çocuklarla yürüttükleri bir çalışmada; gruptaki çocukların %44’ünün duyusal hassasiyeti olduğunu bulmuşlar. Aynı zamanda, bu grupta dokunsal hassasiyetin görülme sıklığının daha yüksek olduğunu tespit etmişler. 

Çalışmalardan da anlaşılabileceği gibi tuvalet problemlerinin altında yatan ana sebeplerden biri de çocuğun duyu bütünleme sistemlerinde görülen problemler olabilir. Bedenimizin sağlıklı bir duyu bütünlemeye sahip olması demek, vücudumuzda olup bitenin( iç ve diş dünyamda neler oluyorun)farkındayız demektir. Bu farkındalık halinin ve sinir sistemimizin sağlıklı gelişiminde oyunun yeri oldukça önemlidir. İçerisinde motor,duyusal ve duygusal birçok sosyal etkileşimi içeren oyunlar sinir sistemimizin gelişimine katkıda bulunur. Floortime terapisi de oyunun bu zenginleştirici yönünden faydalandığımız, adından da anlaşılacağı gibi yerde oyun terapisidir. Terapi çocuk liderliğinde yürütülen, onun ihtiyaçları doğrultusunda ilerleyen ve aileyi de kapsayan bir süreçtir. Bu metod tuvalet problemi de dahil günlük hayat aktivitelerinde zorlanan birçok çocuk kullanılabilir.