Duyu Bütünleme

Duyu Bütünleme

Duyu Bütünleme Nedir?

Hepimiz günlük yaşantımızda çevremizi ve başımıza gelen olayları anlamlandırmak için birçok duyumuzu (görme, işitme, vb.) kullanırız. Bu duyular merkezi sinir sistemimizde toplanır ve burada işlenir. Beynimizde, bu duyusal bilgileri otomatik olarak organize etmek, anlamlandırmak ve uygun cevap oluşturmak için gerçekleşen nörolojik sürece duyu bütünleme deriz. Biraz basitleştirmek gerekirse; duyularımızı akan trafikteki arabalara, beynimizi ve duyu bütünleme sürecini ise bir trafik polisine benzetebiliriz.

Bazen trafik yoğun olduğunda veya trafik polisinin kafası karıştığında ve işini gereken dikkat ile yapmadığında trafikte sıkışıklıklar olabiliyor. İşte bu gibi durumlarda kişide zayıf duyu bütünlemeden bahsetmek mümkün.

  • Beş duyu ve ötesi?

    Yeni literatür çalışmaları vücudumuzda yaygın olarak bilinen beş değil sekiz duyudan bahseder. Bunlar; görme, işitme, tat, dokunma (taktil), koku, interesepsiyon (iç organlardan gelen bilgiler), propriyosepsiyon (pozisyon ve hareket bilgisi), vestibüler sistem (gravite, baş hareketleri ve denge).

     Görsel sistem bize uzaklık, derinlik gibi çevre hakkında bilgiler verir ve çevremizin farkına varırız, buna destekleyici olarak işitsel sistem duyduklarımızı anlamamızı sağlar ve olası tehlikelere karşı bizi uyarır. Koku, tat ve taktil duyularımız yediklerimiz, kokladıklarımız ve dokunduklarımız hakkında bize bilgi verir.  Vestibüler duyular ise bize yer çekimine karşı başımızın konumunu ve pozisyonunu haber verir, vücut postürünün oluşmasını sağlar ve vücudun çift taraflı koordinasyonunun sağlanmasında, sıralı ve zamanlı aktivitelerin organize edilmesinde önemli bir rol oynar. Propriyoseptif sistem ise bize vücut parçalarının konumu, hareketin hızı ve yönü, uyaranın şiddeti hakkında bilgi verir. Beden algısının oluşmasını ve beden haritasının çizilmesine, uygun kas kuvvetinin ayarlanmasını, aktivite esnasında stabilizasyonu ve hareket koordinasyonunu, kavrama becerilerinin gelişmesini sağlar. Son olarak da introseptörler bize vücudumuz içinde neler olduğu (açlık, susuzluk, tuvalet vb.) hakkında bilgilendirir.

    Bütün bu duyular çocuk için bir ağacın kökleri gibidir. Çocuk gelişim basamaklarını tırmandıkça dalları uzamaya devam edecektir fakat bunun için köklerinden doğru, yeterli ve gerekli bilgileri alabilmesi gerekir. İşte bu yüzden toprağın altını besleyen bu sekiz duyumuz oldukça önemlidir.

  • Bebeklikten çocukluğa duyu bütünleme?

    Duyu bütünleme süreci bebeğin rahimde annenin hareketlerini hissetmesiyle başlar.  Hayatın ilk yedi yılında çocuk vücudunu ve çevresindeki dünyayı algılamayı ve bu dünyada etkili bir şekilde hareket etmeyi öğrenmiş olur.

    Doğumdan itibaren ilk ayda bebeğin en gelişmiş duyularından biri dokunmadır. Bunun sebebi anne karnında refleks hareketler ile bebek bu duyuyu oldukça çalışmıştır. Ayrıca dokunma duyusu çocuğa duygusal bir tatmin verdiği için gelişimsel olarak da yeri oldukça önemlidir. Bu dönemde bebek sadece refleks hareketler ile hareket ederek etrafındaki dünyayı deneyimler ve bunları daha sonrasında nasıl amaca yönelik kullanacağını test eder.

    1 - 6 ay

    Altı aya kadar çocuk başını dik tutmayı hatta oturmayı öğrenir. Bu sayede yerçekimine karşı daha çok hareketlilik sağlar. Bunun sonucu olarak da vestibüler ve propriyoseptif sistemlere duyusal anlamda daha zengin girdi sağlanır. Artık başını sabit tutup etrafını gözlemleyebilen çocuk görsel olarak çevresiyle daha fazla ilgilenebilir, nesneleri takip edebilir ve ortamı tarayabilir.

    6 ay - 1 yaş

    Bu dönemde çocuk emeklemeye ve etrafındaki dünyayı keşfetmeye başlar. Bu sayede çevreyle ilgili daha çok deneyim elde eder. Kendisi ve nesneler arasında uzaklık ve mesafeyi ölçmeye başlar, ellerle etrafındaki cisimleri kavrar, işaret ve baş parmaklarıyla makas ya da kıskaç hareketleriyle küçük nesneleri tutabilir (ince motor gelişimi), vücudun iki tarafını koordine edecek oyunlar oynar böylece motor planlama ve görsel algısı gelişir.

    2 - 7 Yaş

    Bu dönemde artık çocuk oyuncaklarla oynama, fermuar açma, mutfak gereçlerini kullanma gibi becerileri geliştirir. Oyuncaklarıyla artık sembolik, rol yapma, -mış gibi oyunlar oynamaya başlar. Entelektüel kapasitesi arttığı için neden-sonuç ilişkileri ve mantık köprüleri kurar. Okulda yazı yazma, dersi takip edip sırada oturabilme, tahtadaki yazıyı deftere geçirebilecek duruma gelmiştir fakat bütün bu aktiviteleri gerçekleştirebilmek için çocuğun doğru bir beden haritasına sahip olması gerekir. Bunun için de bebeklik döneminden beri iyi gelişmiş bir duyu bütünleme sistemi gereklidir. Duyu bütünlemede problem yaşayan çocuklar ise bu tip gündelik yaşam faaliyetlerinde maalesef zorlanacaklardır.

  • Duyu Bütünleme sorunu nedir?

    Hazımsızlık sindirim sistemi için ne anlama geliyorsa, duyu bütünleme de sinir sistemi için o anlama gelir. Duyu bütünleme bozukluğu daha önceden de bahsettiğimiz gibi beynin, vücuttaki sistemlerden gelen duyusal bilgiyi doğru işlemleyememesi ve organize edememesidir. Duyusal bilginin doğru işlemlenememesi sonucunda kişi gündelik aktiviteleri sürdürmede dahi zorlanır. Bunun sebebi, bedeninden gelen duyusal sinyal karmaşası altında sakinliğini korumakta zorlanmasıdır. Öğrenme ise kişi kendini güvende ve sakin hissettiğinde gerçekleşir. Bu sebeple duyu bütünleme sorunu olan çocuklarda öğrenme güçlüğü, ani duygusal iniş çıkışlar, gündelik aktiviteleri sürdürememe gibi sorunlar yaşayabilir.

    Duyu bütünleme problemi sinir sistemini iki şekilde etkileyebilir. Kişinin sinir sisteminin duyusal eşiği ya çok düşük olabilir ve ortamdaki uyarandan kolay etkilenebilir veya duyusal eşiği çok yüksek olup uyarılmak için çok fazla duyusal girdiye ihtiyaç duyar. Örneğin; bazı insanlar seslere karşı aşırı hassastır ve sinir sistemleri en ufak sese bile tepki vermeye programlıdır, kiminin ise dokunuşlara hassasiyeti fazladır şeftaliye dokunmak bile içini gıdıklar. Bazılarının ise hıza ve dönmeye toleransı çok yüksektir, salıncakta sürekli sallanmak ve hep daha hızlı olmak ister, bu kişiler eşikleri çok yüksek olduğundan beden duyusal veriyi algılayamaz ve hep daha fazlasını isterler.

    Bu verdiğimiz örnekler birer belirteç olsa da bu durumları yaşayan herkeste duyu bütünleme bozukluğu var demek değildir. Bunun tanısının konulması için bu alanda uzman kişiler tarafından daha detaylı değerlendirme yapılması gerekmektedir.

  • Duyu bütünlemede değerlendirme ve müdahale?

    Duyu bütünleme zorluğu olup olmadığının ve çocuğun sorununun doğru tespiti için bu alanda uzmanlığı olan bir terapist kontrolünde duyusal değerlendirme yapılmalı ve gerekli terapiye başlanmalıdır. Fakat bir terapi süreci sadece terapi odasıyla sınırlı olmamalıdır. Bu yüzden ebeveynlerin terapi süreciyle ilgili bilgilendirilmesi ve çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda gerekli eğitimlerin verilmesi gereklidir.  Ebeveynler, öğrenme güçlüğü veya davranış problemleri olan çocuklarını geliştirme konusunda herkesten fazla fark yaratabilir.